Tarih, hayatın kesiştiği noktaların yarattığı trajedilerle doludur. 15 Nisan 1912 tarihinde meydana gelen Titanik faciası, denizlerin en büyük trajedilerinden biri olarak kabul edilirken, bu trajedinin içinde pek çok dokunaklı hikaye saklanıyor. Bu yazımızda Titanik'in en şanssız yolcusunun hikayesini ele alacağız. Bilinmeyen bir tesadüf sonucu bu yolcunun gemiye binmemesi gerekirken, olayların akışı onu felaketin kollarına sürüklemiştir. Kısa bir zaman diliminde yaşanan bu olaylar, tarih sayfalarında unutulmaz bir yer edindi.
1912 yılında, o dönemin en lüks ve en güvenli gemisi olarak lanse edilen Titanik, New York’a doğru yola çıkmadan önce büyük bir heyecan yarattı. Ancak, bu heyecan birçok insan için hayal kırıklığı ve trajediyle sonuçlandı. Titanik’in yolcuları arasında yer alan 29 yaşındaki Edward Smith, gemiye bindiğinde aslında orada olmaması gerektiğini biliyordu. Bir arkadaşının daveti üzerine, biletini son dakikada temin etmişti. Bu davet, hayatta kalabilme şansının sınırlarını zorlayacak bir tesadüf oldu.
Edward, aslında planlarını değiştirmeyen bir adamdı, ancak arkadaşının ısrarları onu geminin içine çekmişti. Yeniden hayata dönmeyi planlayan Edward, sevdiklerinden uzak kalmak istemediği için hızla planlarını değiştirdi. Fakat Titanik, Atlantik Okyanusunda korkunç bir sona doğru ilerlemektesi. Edward, geminin efsanevi olma özelliğinin çok yakında unutulacağını bilemiyordu.
Gemi, ilk yolculuğunda pek çok ünlü ve varlıklı yolcuyu taşıyordu. Titanik, "Batmaz" olarak bilinirken, Edward gibi sıradan bir yolcunun orada olması, yolcular arasında ilginç bir tezat oluşturuyordu. Facia gecesi, panik anlarında sevdiklerinden ayrılmanın verdiği acıyla boğuşan Edward, kendini geminin kurtarma botlarında buldu. Ancak, bu botlardan biri, onu oradan uzaklaştırmaya çalışan bir grup yolcu tarafından işgal edilmişti. Aslında, bu tedbirli davranış, pek çok yolcunun hayatını kurtaracak bir önlem olabilirdi. Edward, birçok kişinin yanında kendisini çaresiz hissetti. O gece, Titanik’in su almasıyla birlikte, yüzlerce insan soğuk Atlantik sularına düşerek yaşam mücadelesi vermeye başladı.
Edward'ın kahramanlık hikayesi, facia sonrasında gazetelere yansıdı. Gemi battığında yüzme bilmediğini itiraf eden Edward, kendisini suyun karanlık derinliklerinden kurtarıp alabilecek birini bekliyordu. O gece, birçok cesur insanın ortak çabası sayesinde Edward, Atlantik Okyanusu’nun dondurucu sularında hayatta kaldı. Ancak, yaşadığı travma hayatını derinden etkiledi. Titanik faciası, sadece varlıklı ve statü sahibi kişilerin değil, bütün insanlığın başına gelebilecek bir felaketti. Edward’ın hikayesinin öne çıkmasının ardında yatan gerçek şu ki: Şansın ne zaman yüzünüze gülümseyeceği veya dönüp sizi terk edeceği asla belli değildir.
Yıllar geçtikten sonra, Titanik trajedisinin üzerine yapılan birçok araştırma ve belgesel, Edward gibi şaşkın yolcuların hayat hikayelerini gün yüzüne çıkardı. Birçokları, trajediden sağ kurtulurken, ardında sevdiklerini bırakmanın derin yarasıyla yaşamaya devam etti. Titanik, denizlerin belki de en şanssız kalan gemisi olmanın yanında, insan yaşamının kıymetini ve beklenmedik olayların sonuçlarını göstermeye devam ediyor.
Edward Smith, Titanik’in kaderiyle bağlı olan bir hayatta kalma hikayesinin simgesi haline geldi. Aslında, hayatta kalmak yerine bir felaketin parçası olmayı seçen bir adamın yolculuğu, insan ruhunun karanlık yönü ile savaşmak zorunda kalan bir bireyi temsil etmektedir. Tüm bu yaşananları düşününce, Titanik faciası, insan hayatının ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatmaktadır. İşte bu nedenle, Edward'ın hikayesi, sadece onun değil, pek çok yolcunun unutulmaz bir hikayesinin somutlaşmış halidir.
Titanik'in sıfır noktası olan bu olay, insanlığın birçok cevapsız sorusunu da beraberinde getiriyor. Gelecekte yaşanacak olan felaketlerin önüne geçebilmek için ne kadar önlem alınsa da, bazen kaderin acı bir şaka yapması kaçınılmaz olabiliyor.