Futbol tarihinin en unutulmaz anlarından biri, 1986 Dünya Kupası çeyrek finalinde yaşandı; Maradona’nın efsanevi performansıyla hafızalara kazınan bu maçta, Türk hakem Ali Kocatepe görev aldı. Şimdiye kadar kulislerde dolaşan hikayelerin, gözle görülmeyen detayların arka planını ilk kez bizzat aktaran Kocatepe, bu karşılaşmanın nasıl geçtiğini ve neden geç başladığını samimi bir dille açıkladı.
Ali Kocatepe, genç yaşta hakemlik yapmaya başlamış ve kısa sürede uluslararası alanda kendini göstermeyi başarmış bir isim. 1986 yılında, Meksika'da düzenlenen Dünya Kupası'nda dünya futbolunun en büyük yıldızlarından biri olan Diego Maradona'nın mücadele ettiği bir maçta hakem olarak görev alması, kariyeri için önemli bir dönüm noktası oldu. Kocatepe, karşılaşma öncesinde gözlemlediği atmosferi ve Maradona’nın sahadaki etkisini şöyle anlattı: “Maç günü stadyumda atmosfer yoğundu. Tüm dünya gözlerini Maradona’nın üzerine çevirmişti. Onunla aynı sahayı paylaşmak, benim için büyük bir gururdu.”
Maçın başlamasına saatler kala, Kocatepe’nin yanında bulunan diğer hakemlerle birlikte, hazırlıklarını tamamladığını ifade etti. Ancak sahaya çıkmadan önce yaşanan bazı sorunlar nedeniyle maçın başlangıç saatinde gecikme yaşandığını belirtti. Kocatepe, “Stadyumda bazı teknik problemler vardı. Anons sisteminde yaşanan bir arıza nedeniyle oyuncuları sahaya çağırmakta zorluk yaşadık. Bu yüzden maç bir süre gecikti.” dedi.
Maradona'nın sahaya çıkmadan hemen önce karşılaşmanın önemini daha derinden hissettiğini belirten Kocatepe, “Diego, sahaya çıkmadan önce çok sakin görünüyordu ama gözlerinde bir ateş vardı. O an, onun futbolcu kimliğinden ziyade, bir efsane olduğunu anlamamı sağladı.” diyerek o anıyı paylaştı.
Maçın başlamasıyla birlikte, tarih sahnesine damga vuran anlar yaşandı. Kocatepe, öne çıkan bu anları hatırlatarak, “Maradona’nın o maçta sergilediği performans, hepimizin hayatında bir dönüm noktasıydı. Özellikle ikinci yarıdaki ‘Tanrı’nın Eli’ olayı sırasında, sahada neler olduğunu tam olarak kavrayamadım. O an, karar almak oldukça zorlayıcıydı. Ancak hakem olarak elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundaydık.” diye konuştu.
İlk gol ile birlikte Maradona, maçın seyrini değiştiren bir oyuncu olduğunu kanıtladı. Kocatepe, Türkiye’den alınan bir hakem olarak bu nevi dev bir karşılaşmada bulunmanın verdiği adrenalinle hem heyecan hem de sorumluluk hissettiğini belirtti. O gün stadyumda oluşan ambiyans, sadece Maradona değil, tüm futbol için bir dönüm noktası oldu. Kocatepe, “Onunla aynı sahada bulunmak, futbol tarihinin bir parçası olmak anlamındaki sorumluluğu hissetmemi sağladı.” sözlerini ekledi.
Sonrasında maçı yöneten hakem yalnızca bir karar vermekle kalmıyordu; aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki futbolseverlerin gözünün üzerinde olduğunu biliyordu ve bu durum, onu daha da motive ediyordu. Maç sonunda yaşanan heyecan ve tartışmaları, Kocatepe "Futbolun ruhunu yansıtan bir maçtı. Sonuç ne olursa olsun, bu tarihi karşılaşma benim için ömür boyu unutulmaz." sözleriyle tanımladı.
Ali Kocatepe, Maradona'nın performansı karşısında zaman zaman kendisini de kaybettiğini belirtti. “Sahada bir hakem gözetimi yaparken bir yandan da futbol izleyicisi gibi hayran kalmamak elde değildi.” diye sözlerini tamamladı. Bu durum, futbolun içindeki büyüyü öne çıkaran bir unsurdu ve Kocatepe, yıllar sonra dahi o günün ruhunu hatırlamakta zorluk çekmiyor.
Sonuç itibarıyla, Maradona’nın yer aldığı o unutulmaz maç ve Türk hakem Ali Kocatepe’nin gözünden yansıyan anılar, futbol tarihine damgasını vurmuş bir hatıra olarak kalmaya devam ediyor. Bu özel anılar, gelecekteki hakemler ve futbol severler için ilham kaynağı olmaya devam edecektir. Kocatepe’nin aktardığı bu detaylar, yalnızca bir hakemin değil, aynı zamanda futbolun evrensel ruhunun da niteliğini gözler önüne seriyor.