Kartalkaya'nın muhteşem kış manzarası, geçen yıllarda bir faciaya dönüşmüş ve bu olay, Türkiye'nin en çok konuştuğu davalardan biri haline gelmişti. 2019 yılında meydana gelen faciada, kayak yapmaya giden birçok kişi hayatını kaybetti. Bu elim olayın ardından başlatılan hukuki süreçte 7. celseye gelindi. Bugün, mahkeme salonunda yaşananlar, adaletin tecelli edip etmeyeceği konusunda yeni sorular doğururken, sanıkların tutumları dikkat çekti. “Sanıkların tiyatrosunu izliyoruz” ifadesi, mahkemede yankılanan en çarpıcı cümlelerden biri oldu.
Kartalkaya faciası, 2019 kışında, yoğun kar yağışı altında gerçekleşti. Kayak merkezi olarak bilinen alanda yaşanan çığ düşmesi sonucu, 20'den fazla kişi hayatını kaybetti. Olayın yaşandığı günden bu yana, mağdur aileleri ve toplum olayın sorumlularının ceza almasını bekliyor. Bu facianın ardından ilgili ski merkezi yetkilileri ve köy muhtarı dahil pek çok kişi sanık olarak yargılanmaya başladı. Mağdurların acıları henüz taze iken, duruşmalara katılan birçok kişi, davanın nasıl seyrettiğine dair endişelerini dile getirerek "adaletin yerini bulmasını istiyoruz" gibi mesajlar verdiler. Bu davanın seyri, Türkiye'deki hukuki süreçlerin ne kadar şeffaf olduğu ve adaletin ne denli sağlandığı konularında tartışmalara yol açıyor.
Bugün, 7. celsede mahkeme salonunda yaşanan tartışmalar ve sanıkların tutumları, duruşmaya katılanlar arasında büyük bir heyecan yarattı. Bazı avukatlar, sanıkların davranışlarını eleştirerek, mahkemeyi küçük düşüren bir tiyatro oyunu sergilediklerini ifade ettiler. Bu yorumlar, birçok izleyiciyi de düşündürmekten alıkoymadı. Her duruşmada olduğu gibi, medya da olaya ilgi gösterdi ve sanıkların savunmalarını büyük bir dikkatle takip etti. Sanıkların tutmaçları, dikkatle incelendiğinde, toplumda daha fazla şüpheye neden olan bir tutum sergiledikleri görülüyor. Adeta bir suç ve ceza hikayesi yazılıyormuşçasına, sanıkların birbirleriyle olan çatışmaları ve yalan söyleme kombinezonları dikkat çekti.
Bu dava sadece bir hukuki süreç olmanın ötesinde, Kartalkaya'da kaybolan hayatların sembolizmini taşıyor. Aileler, sevdiklerini kaybedenler olarak, sürecin bir an önce sona erip hak ettikleri adaleti bulma umuduyla duruşmaları yakından takip ediyorlar. Mahkeme salonundaki gerilim, gözlerin tamamına yansısa da, bu davanın gerisindeki hikaye daha derin ve karanlık parçalara sahip. İçinde yaşadığımız bu çaresizlik hissi, toplumun genelinde adalete olan güvenin ne denli sarsılmış olduğunun da bir göstergesi olarak kabul ediliyor.
Duruşmalar süresince, her kesimden toplumsal tepkiler oluşuyor ve dile getirilen düşünceler, zaman zaman sanıkların tutumlarını değiştiriyor gibi görünüyor. Sanıkların duruşmaları ne kadar sürdüreceği ve sonucunda neler olacağı şimdiden merak konusu. 7. celsede gerçekleştirilen tartışmaların ardından, önümüzdeki duruşmalar, bu davanın nasıl bir noktaya geleceği hakkında daha fazla ipucu verebilir. Kartalkaya faciası davası, sadece yargı için değil, toplumun tüm kesimleri için önemli bir dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor.
Sonuç olarak, adaletin tecellisi için yapılan mücadele, Kartalkaya faciası gibi trajik olayların bir daha yaşanmaması için hayati bir öneme sahip. Mahkeme süreci, mağdurların ve ailelerinin yanı sıra, tüm toplumun vicdanını etkileme potansiyeline sahip. Önümüzdeki duruşmaların, adaletin sağlanması adına ne kadar önemli olduğu düşünüldüğünde, toplumsal bilinçlenmenin sağlanarak bu tür olayların önüne geçilmesi, elzem hale geliyor. Sanıkların ve sözde tiyatrolarının yerini adaletin alması, yıllar boyu sürecek bir beklentinin sadece bir parçası.