Son dönemlerde kaçak yapıların sayısının artması, hem şehir görüntüsü hem de yerel yönetimlerin düzenlemeleri açısından önemli bir sorun haline geldi. Ancak, bu kaçak yapılar bazen ilginç detaylarla dolu olabiliyor. Son olarak, bir kaçak yapının bahçesinde bulunan onlarca mazgal, hem dikkat çekici bir dekorasyon unsuru olarak karşımıza çıktı hem de birçok soruyu gündeme getirdi. Bu durum, dekoratif amaçlarla yapılan uygulamaların, kaçak yapıların meşrulaştırılması veya göz ardı edilmesi açısından nasıl bir rol oynadığını sorgulamamıza neden oldu.
Kaçak yapıların toplumda yarattığı algı, genellikle olumsuz bir yön taşır. Şehirlerin estetik görünümünü bozduğu, altyapı sorunlarına neden olduğu ve güvenlik açıkları barındırdığı düşünülmektedir. Ancak, bazı durumlarda bu yapılar, sahipleri tarafından estetik bir zemine oturtulmaya çalışıyor. Bahçesinde onlarca mazgal bulunan bu kaçak yapının sahipleri, mazgalları dekoratif bir unsur olarak kullanmışlar. Fakat bu durum, kaçak yapıların meşrulaştırılması konusunda aslında ne kadar etkin olabileceği veya hangi riskleri beraberinde getirebileceği konularında soru işaretleri oluşturuyor. Sonuçta bu tasarımlar, büyüleyici görülebilir fakat arka planda birçok sorun yatmakta.
Mazgallar, genellikle suyun akışını sağlamak veya drenaj amaçlı kullanılarak altyapı çalışmalarında önemli bir yere sahiptir. Ancak, bu kaçak yapı bahçesindeki mazgalların, sadece dekorasyon malzemesi olarak kullanılması, toplumda “bu mazgalların görüntüsü üzerinde oynanıyor” algısını doğuruyor. Ya da belki de bu kaçak yapının sahipleri, bu ilginç dekorasyona başvurarak göz ardı edilmekten kaçınmayı amaçlamışlardır. Hatta bazı yerlerde, bu tür dekorasyonların izinsiz yapılar için bir çeşit ‘koruma kalkanı’ oluşturabileceği konuşuluyor. Ancak, bu durum 'Küçük aldatmacalar' olarak adlandırılırsa, nasıl bir taşkınlığa dönüşebileceği sorusu da akıllarda kalıyor.
Sonuç olarak, kaçak yapıların bahçelerinde bulunan dekoratif unsurlar aynı zamanda büyük bir sorun olan kaçak yapılar ile ilgili algıların yarattığı belirsizliği artırıyor. Bu tür yapıların yerel yöneticiler veya toplum tarafından nasıl karşılanacağı ve bu durumun gelecekteki düzenlemelere nasıl yansıyacağı merak konusu. Kaçak yapılar bir taraftan, toplumda estetik kaygılar uyandırırken, diğer taraftan toplumsal vicdanı zor duruma sokmakta ve adaletsiz bir düzenin varlığına işaret ediyor. Kaçak yapıların yalnızca bir görüntü sorunu değil, aynı zamanda sosyal adalet ve şehir politikaları açısından da nasıl bir sorun teşkil ettiğini anlamak için daha derin bir analiz yapılması gerekmektedir.