Hakkari’nin yeşil doğası ve dağlarıyla ünlü köylerinden birinde, yılan korkusu birçok kişinin yaşadığı sıradan bir kabus haline geldi. Ancak, Eylem Yıldırım adlı 32 yaşındaki bir kadın için bu korku, yalnızca bir kabus değil, aynı zamanda yaşamını derinden etkileyen bir travma kaynağı oldu. Üç kez düşük yapmasının ardındaki sebep olarak yılan korkusunu gösteren Yıldırım, yaşadığı psikolojik ve fiziksel zorlukları gözler önüne seriyor. Bu durum, yılanların doğada hissedilen korkunun ötesinde bir etki yarattığını ve toplumdaki kadının sağlık ve psikolojik durumunu ne denli etkileyebileceğini gözler önüne seriyor.
Yıl boyunca yılanların sıklıkla görüldüğü bir bölgede yaşayan Yıldırım, doğa ile iç içe olmanın bir bedeli olarak yılanlarla sıkça karşı karşıya gelebiliyor. İlk başta şaka gibi görünen bu korku, zamanla psikolojik bir rahatsızlığa dönüştü. Yıldırım, "Yılanları gördüğümde kalbim duracak gibi oluyor. İçimde bir korku var, sanki peşimdeler gibi hissediyorum," diyerek yaşadığı duygusal çöküşün boyutunu ortaya koydu. Başlangıçta kendini soyutlamış, evinin içine kapanmışken, zamanla bu durum onun günlük yaşamını da etkileyerek ciddi bir korkuya dönüşmüştü.
Bu korkunun, hamilelik sürecini de olumsuz etkilediği belirtiliyor. İlk hamileliğinde yaşadığı düşük, Yıldırım üzerinde büyük bir travma yarattı. Ardından gelen ikinci ve üçüncü düşük, onu daha da derin bir çaresizliğe itti. Eylem, "Her seferinde yılan korkusunun beni etkilediğini düşündüm. Onların varlığı, benim için bir tehdit haline geldi. Korkularıma yenik düştüm," diyerek yaşadığı duygusal fırtınayı ifade etti.
Yıldırım’ın yaşadığı durum sadece bireysel bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal bir mesele. Hakkari ve çevresindeki doğal yaşamın getirdiği zorluklarla başa çıkmak oldukça önemli. Uzmanlar, bu tür durumlarda psikolojik destek almanın önemine dikkat çekiyor. Psikologlar, yılan korkusunun altında yatan nedenlerin araştırılması gerektiğini ve bunun sadece bir fobi değil, geçmişte yaşanmış travmaların yeniden birikimi olabileceğini vurguluyor.
Yıldırım ve benzeri birçok kadın, bu tür travmalarla başa çıkmak için yalnız bırakılmamalı. Aile desteği, çevre ile iletişim ve profesyonel yardım, yaşanan sorunların aşılmasında etkili yollar arasında. Hakkari'deki bu olay, son zamanlarda artan yılan görümleri ve bu korkunun bireyler üzerindeki etkileri konusunda toplumsal bir farkındalık yaratmayı hedefliyor. Her bireyin bu tür korkularla başa çıkma şekli farklı olsa da, toplumun bu meseleye duyarlı kalması ve rehberlik etmesi oldukça önemli.
Sonuç olarak, Eylem Yıldırım’ın hikayesi, sadece bir kadının yılan korkusunu değil, aynı zamanda toplumda yaşanan derin yaraları, psikolojik travmaları ve birlikte mücadele edilmesi gereken sosyal zorlukları gözler önüne seriyor. Toplum olarak bu tür durumlarda birbirimize destek olmalı, farkındalık yaratmalı ve pozitif bir değişim için adım atmalıyız.