Son dönemde Türkiye'de özellikle FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) ile ilişkilendirilen dolandırıcılık vakalarının sayısında büyük bir artış gözlemleniyor. Bu tür dolandırıcılık yöntemleri, vatandaşları hedef alarak haksız kazanç elde etme peşinde koşan dolandırıcılar tarafından uygulanmakta. Gelişen teknoloji ile birlikte, dolandırıcıların yöntemleri de daha karmaşık ve inandırıcı hale gelmektedir. Bu durum, hem bireysel hem de toplumsal güvenliği ciddi şekilde tehdit etmektedir.
Özellikle 17-25 Aralık sürecinden sonra, FETÖ’nün gizli yapılanmaları aracılığıyla birçok kişi mağdur oldu. Dolandırıcılar, bu durumu fırsata çevirmek için “FETÖ’cü” iftiraları ve sahte belgelerle insanları kandırmakta. Bu dolandırıcılık yöntemleri arasında telefonla arama, sosyal medya üzerinden sahte yatırım fırsatları ve kötü amaçlı yazılım kullanımı yer almaktadır. İnsanların korkuya kapılarak, panikle yapılan yanlış tercihler sonucunda yüksek miktarda paralarını kaybettikleri gözlemleniyor. Bu bağlamda, dolandırıcılar tarafından düzenlenen sahte seminerler ve toplantılar da dikkat çekmekte.
Devletin bu konu üzerindeki çalışmaları, dolandırıcılık vakalarının önlenmesine yönelik önemli adımlar içeriyor. Ancak bu, bireysel olarak dikkatli olmanın önemini de artırıyor. Vatandaşların en büyük yanılgısı, tanıdıkları veya güvenilir gördükleri kişilerin önerilerine kayıtsız kalmaları. Bu sebeple, bilinçli ve temkinli davranmak, dolandırıcılığın önlenmesinde hayati bir rol oynuyor. Dolandırıcılık olaylarına karşı en etkili savunma, bilgi sahibi olmak ve şüpheli durumları yetkililere bildirmekten geçiyor.
Bunun yanında, vatandaşların dolandırıcılıkla mücadele etmek için sosyal medya ve dijital platformlarda farkındalık yaratmaları da önemli. Eğitici kampanyalar, seminerler ve sosyal etkinlikler aracılığıyla, insanlara bu tür dolandırıcılıklar hakkında bilgi vermek gerekiyor. Toplumun her kesiminin bu konuda duyarlı olması ve bilinçlenmesi, dolandırıcıların hedefleri arasında yer almayı engelleyebilir. Dolandırıcıların en büyük güçleri, insanların korkularını ve çaresizliklerini suistimal etmelerinde yatıyor. Bu bağlamda, her bireyin kendi güvenliğini sağlamak adına bilinçli ve dikkatli olması önemlidir.
Sonuç olarak, FETÖ yalanıyla dolandırıcılık vakalarının artışı, toplumsal bir sorun haline gelmiş durumda. Devlet ve vatandaş iş birliği ile bu sorunla başa çıkmak mümkün. Herkesin bu tehlikeye karşı uyanık olması ve birbirine destek olması, toplumun daha sağlam temeller üzerine kurulmasına katkıda bulunacaktır. Unutulmamalıdır ki, dolandırıcılığa karşı en büyük silahımız bilgi ve dikkatimizdir.