Son dönemde uluslararası politikada dikkatleri üzerine çeken Türkiye, El Cezire'nin hazırladığı kapsamlı bir analiz ile mercek altına alındı. "Savunmada bağımsız bir yol çiziyor" ifadesiyle öne çıkan çalışmada, Türkiye'nin savunma sanayiinde elde ettiği başarılar, stratejik hamleler ve uluslararası konumlanması ele alınıyor. Özellikle son yıllarda savunma sanayisine yaptığı yatırımlar, Türkiye'yi bölgesinde en güçlü aktörlerden biri haline getirmiş durumda. Bu kapsamda El Cezire, Türkiye'nin savunma stratejileri ve bunların küresel etkileri üzerine oldukça ilginç istatistikler ve değerlendirmeler sunuyor.
El Cezire’nin raporuna göre, Türkiye’nin savunma sanayiine yaptığı yatırımlar son yıllarda önemli bir ivme kazandı. Savunma harcamalarının 2023 yılı itibarıyla 30 milyar doları aşması bekleniyor. Bu rakam, Türkiye’nin NATO üyesi diğer ülkelerle karşılaştırıldığında sağlam bir konumda olduğunu gösteriyor. Ayrıca, yerli üretim projeleri ve savunma ihracatındaki artış, Türkiye’nin global savunma pazarındaki payını artırma hedefinin bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Türkiye'nin son dönemde gerçekleştirdiği İHA ve SİHA ihracatları da bu sürecin bir parçası olarak dikkat çekiyor. Özellikle Bayraktar TB2 İHA’sının dünya genelindeki başarısı, Türkiye'nin bu alandaki teknolojik yetkinliğini gözler önüne seriyor.
Bununla birlikte, El Cezire araştırmasına göre Türkiye’nin savunmada bağımsız bir yol çizebilmesi için uluslararası ilişkilerinde de köklü değişikliklere gitmesi gerekmekte. Özellikle ABD ve Rusya ile olan ilişkileri, Türkiye’nin savunma sanayisinin geleceği açısından kritik bir öneme sahip. Türkiye, S-400 hava savunma sistemini satın alarak NATO müttefikleri arasında tartışmalara neden olmuştu. Ancak Türkiye'nin bu bağımsız yaklaşımı, kendi savunma sistemini oluşturma konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin başta Asya ve Afrika ülkeleri olmak üzere birçok ülkeyle gerçekleştirdiği savunma sanayi işbirlikleri dikkat çekiyor. El Cezire’nin verilerine göre, Türkiye’nin bu alandaki dış ilişkilerini güçlendirmesi, uluslararası alanda daha fazla söz sahibi olmasına zemin hazırlayabilir.
Sonuç olarak, El Cezire’nin Türkiye’nin savunma politikalarına dair sağladığı veriler, ülkenin bağımsız bir savunma yolunu çizemesi için ihtiyaç duyduğu politikaları ve stratejileri daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Türkiye’nin artan savunma bütçesi, yerli üretime yönelik yatırımlar ve uluslararası işbirlikleri, ülkenin uluslararası alandaki konumunu güçlendirecek, aynı zamanda bölgesel güvenlik dinamiklerini de etkileyebilir. Böylece Türkiye, savunma sanayiinde bağımsızlık hedefine ulaşmak için kararlı adımlarla ilerlemeye devam ediyor.