Geçtiğimiz günlerde Türkiye’yi sarsan Bahar Aksu cinayetiyle ilgili önemli bir gelişme yaşandı. Genç kadının yaşamına son veren Rüstem Elibol'un yargılanma süreci hız kazandı ve savcılık, katil zanlısı için ömür boyu hapis cezası talep etti. Aksu’nun acı dolu hikayesi ve cinayetinin ardındaki karanlık gerçekler, toplumda büyük bir infial yarattı. Bu olay, sadece bir cinayet davası değil, aynı zamanda toplumun kadınlara yönelik şiddet sorununu da yeniden sorgulamasına yol açtı.
23 yaşındaki Bahar Aksu, hayat dolu, neşeli ve umut dolu bir genç kızdı. Arkadaşları ve ailesi tarafından sevgiyle hatırlanan Aksu, gerek eğitim hayatında gerekse sosyal hayatında başarılarıyla dikkat çekiyordu. Kendi alanında ilerlemek ve hayallerini gerçekleştirmek adına azimle mücadele eden Bahar, aynı zamanda çevresindekilere ilham veren biriydi. Ancak baharın gelişi, onun için acı bir sona dönüştü. 2022 yılının Kasım ayında, Aksu'nun hayatı, katil Rüstem Elibol tarafından alındı. Geçmişte yaşanan olayların ve Elibol’un psikolojik durumu, cinayetle ilgili soru işaretlerini artırdı.
Rüstem Elibol, Bahar Aksu’yu öldürdükten sonra hızlı bir şekilde yakalandı. İlk olarak suçunu kabul etmeyen Elibol, daha sonrasında cinayeti planladığını itiraf etti. Olayın ardındaki motive dair bilinmezler, toplumda endişe yarattı. Kadın cinayetlerine karşı duyulan tepkilerin daha da arttığı bir dönemde, Bahar Aksu’nun davası, adalet arayışının sembolü haline geldi. Savcılık, duruşmada yaptığı açıklamada, Elibol’un suçunu ağırlaştırıcı sebeplerle; özellikle Aksu’nun yaşını ve masumiyetini göz önünde bulundurarak, ağırlaştırılmış müebbet hapsini talep etti. Bu süreç, sadece Bir Aksu'nun değil, infaz için mücadele eden tüm kadınların hikayesini ön plana çıkardı.
Cinayetin geçtiği gün, Bahar’ın ailesinin yaşadığı acı, kelimelerle ifade edilemeyecek bir derinlikteydi. Aile, kayıplarının ardından adaletin yerini bulmasını beklerken, mahkeme günleri yaklaşırken umutları azalmıştı. Bahar’ın annesi, ”Kızımın katilleri, cezasını çekmeli. Bizim gibi başka annelerin acı çekmesini istemiyoruz." ifadelerini kullanarak, toplumu bu tür olaylar üzerine düşünmeye davet etti.
Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen duruşmada mahkeme heyeti, Elibol'un duruşmasına ve sunduğu delillere dayanarak kararını açıklayacak. Duygusal anların yaşandığı mahkeme, birçok muhabir ve izleyici tarafından takip edildi. Bahar Aksu’nun arkadaşları ve ailesi, her duruşmada salonda yerlerini alarak, katilin cezasını çekmesi için haykırdı. Adaletin sağlanması, Aksu ailesi için bir nebze olsun teselli olacak bir durum. Ancak bu dava, Türkiye’deki kadın cinayetlerinin sadece bir örneği olmaktan öte, toplumda sarsıcı bir bilinçlenmeye yol açmış durumda.
Toplumda yaşanan bu acı olaylar, kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için oluşturulması gereken politikaların ve farkındalık projelerinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Aksu’nun hayatı ve ölümü, yalnızca bir kadın cinayeti değil, aynı zamanda bir ailenin yıkımı, bir toplumun kaybı ve geleceğin belirsizliği olarak hafızalarda yer etti. Ümit ediyoruz ki Bahar Aksu'nun davası, yalnızca kendisi için değil, benzer acıları yaşayan tüm kadınlar için adaletin kapısını açar.
Sonuç olarak, Rüstem Elibol’a istenen ağır ceza, Aksu ailesi için adaletin yanı sıra Türkiye genelindeki kadın cinayetleri ve şiddet ortamı ile ilgili farkındalığın artmasına katkıda bulunsun. Bahar Aksu’nun hatırası yaşatılacak ve unutturmayacak, adalet arayışı durmaksızın sürecektir.