İstanbul'da yaşanan trajik bir olay, sağlık hizmetlerinin gözden geçirilmesi gerektiği gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. 7 yaşındaki bir çocuğun rutin göz muayenesinin ardından başlayan sağlık problemleri, aylar sonra hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı. Ailesi, bu süreçte yaşadıkları zorlu durumu ve sağlık sisteminin nasıl işlemesi gerektiğini anlatmak için kamuoyuna sesleniyor. Çocuğun kaybı, birçok ailenin benzer endişelerle yüzleştiği göz muayenelerinin önemini yeniden hatırlatıyor.
7 yaşındaki Emre, okul hayatına adım atmış, enerjisi ve neşesiyle çevresindekilerinin sevgisini kazanmış bir çocuktu. Ancak, ailesinin dikkatini çeken bir durum vardı; Emre, son zamanlarda gözlerini kısarak bakmaya başlamış, eski neşesi kaybolmuştu. Ailesi, bu durumu göz önünde bulundurarak, çocuklarını bir göz doktoruna götürmeye karar verdi. Yapılan muayenede, Emre'nin gözlerinde bir sorun tespit edilmişti. Doktor, gerekli tedavi ve takip sürecinin başlatılacağını bildirdi. Ancak, tedavi sürecinin başlangıcında, Emre'de yavaş yavaş başka sağlık problemleri de belirmeye başladı.
Göz muayenesinin ardından çocukta baş ağrısı, bulanık görme ve halsizlik gibi belirtiler ortaya çıkmaya başladı. Ailesi, bu durumun ne denli endişe verici olduğunu düşünerek, farklı sağlık kuruluşlarında Emre'nin durumu hakkında ikinci bir görüş almaya çalıştı. Ancak tüm bu çabalara rağmen, çocuğun durumu giderek kötüleşiyordu. Aile, yaşanan bu olumsuz gelişmeler sonucunda, göz muayenesinin ardından daha derin bir sağlık sorunu olduğuna inanıyordu.
Doktorlardan alınan cevaplar ve muayeneler, aileyi derin bir belirsizlik içerisinde bıraktı. Emre'nin sağlık sorunlarının çözülmesi için gereken tedaviye hızlıca başlanması gerektiğine inanan aile, sağlık kayıtlarının eksikliği, ilgisizlik ve yanlış teşhisler gibi sorunlarla yüzleşmek zorunda kaldı. Nihayetinde, Emre'nin durumu ağırlaşarak hastaneye kaldırıldı, ancak bu noktadan sonra tedavi süreci, iki taraf için de büyük bir mücadele haline dönüştü.
Maalesef, tüm çabalara rağmen, Emre birkaç ay sonra hayatını kaybetti. Ailesi bu trajedinin, sağlık sisteminin yaşadığı sıkıntıların bir sonucu olduğunu ve bununla başa çıkmanın yollarının bulunması gerektiğini düşünüyor. İlk belirtilerle birlikte acil bir durumun göz ardı edilmiş olması, bu kaybın en acı yanlarından biriydi. Emre’nin annesi, “Oğlumuzu bir göz muayenesi için doktora götürdük ama sonrasında yaşananlarla neye uğradığımızı şaşırdık. Süreç içerisinde sağlık sisteminin eksi yönleriyle karşılaştık. Bu durumu diğer ailelerin yaşamaması için sesimizi duyurmak istiyoruz” dedi.
Bu olay, sadece Emre’nin ailesini değil, pek çok aileyi derinden etkileyen bir durum haline geldi. Sağlık sisteminde yaşanan bu tür sorunların, gereksiz komplikasyonlar ve kayıplarla sonuçlanabileceği gerçeği, halk sağlığı açısından son derece önemli bir konuyu gözler önüne seriyor. Çocuğun kaybı sonrasında, pek çok kişi hatta sağlık çalışanları bile bu süreçte yaşanan sorunları sorgulamaya başladı. Uzmanlar, benzer durumların önlenmesi için sağlık alanında daha dikkatli ve şeffaf bir sistemin gerekliliğini savunuyor.
Çocuğun kaybıyla birlikte aile, diğer ailelerin dikkatini çekmek amacıyla paylaşımda bulunarak, göz muayenesinin ve çocuk sağlığının önemi hakkında toplumsal farkındalık yaratmayı hedefliyor. Sağlık hizmeti alırken dikkatli olmanın ve zamanında doktor kontrolü yaptırmanın hayat kurtarıcı olabileceğinin altını çizen aile, yaşadıkları durumun tekrar yaşanmaması için tüm yetkililerin bir an önce harekete geçmesi gerektiğini vurguluyor. Bugün artık sadece bir hatıra olarak kalan Emre’nin, buluştuğu göz doktoru ve hizmet alırken yaşadığı süreç, toplumda büyük bir yankı buldu.
Bu çerçevede, sağlık sisteminin yalnızca hastalıkları tedavi etmekle kalmayıp, aynı zamanda önleyici sağlık hizmetlerinin de doğru bir şekilde uygulanması gerektiği gerçeği bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu. Emre’nin hikayesi, hem çocukların hem de ailelerin sağlık hizmetlerine erişme süreçlerinin daha güvenli, şeffaf ve etkili hale getirilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.